- From: Evrimcilere Cevaplar <evrimcilerecevaplar@yahoo.com>
- Date: Thu, 5 Jul 2001 01:17:47 +0300
- To: Undisclosed-Recipients:;
- Message-Id: <200107042218.f64MI5Z17769@localhost.localdomain>
EVRENSEL GAZETESININ VE VEYSEL ATAYMAN'IN YANILGILARI Bu sitede, Darwinizm propagandasi yapmak icin medyada yayinlanan yaniltici haberlerin ve carpitmalarin bilimsel cevaplarini okuyacaksiniz! EVRENSEL GAZETESININ VE VEYSEL ATAYMAN'IN YANILGILARI Evrim teorisini savunmak adina buyuk gaflar ve mantiksal celiskiler sergilemesiyle taninan yazar ve mutercim Veysel Atayman'in yeni bir makalesi, Evrensel gazetesinin Pazar ekinde (24 Haziran 2001) yayinlandi. Atayman "Tarih ve Evrim Uzerine Medyatik Tartismalar" adli makalesinde, kullandigi "abartili derecede iddiali, ama surekli acik veren" uslubuyla, bir kez daha evrim teorisinin, baglilarini akilci dusunmekten uzaklastiran bir dogma oldugunu gosteriyordu. Bu yazida, Atayman'in sozkonusu makalesini ve ayni dergide yer alan diger iki evrimci yaziyi ele alacak, bunlardaki bilimsel yanilgilari ve mantiksal tutarsizliklari gosterecegiz. Evrensel Yazarlarinin Evrimi "Olgu" Olarak Taniml! amalarindaki Tutarsizlik Atayman'in buyuk mantiksal celiskileri evrim teorisinin ne denli buyuk bir yanilgi oldugunun isareti. Atayman'in makalesinde ilk dikkat ceken, yazinin spotuna yerlestirilmis olan su ilginc iddiadir: "Evrim, coktan bir olgu. Gen, DNA olguysa, o da olgu. Cunku evrim demek gen demek bir bakima. Gen'in olusmasi sureci, evrimin olusmasi surecleri ile ortusuyor." Ayni iddia, Evrensel dergisinin "Evrim ve Tartisma" baslikli giris yazisinda da dile getirilmekte, yazinin sahibi, "evrimin tartisilmaz bir olgu" oldugu tezini tekrar etmektedir. Bu cumleleri okuyan ve bilimsel yontem, bilim felsefesi hakkinda bilgi sahibi olan herkes, her iki yazarin da buyuk bir carpitma yaptigini fark edebilir. Bunu aciklamak icin, once "olgu" ne demektir, buna bakalim. Bilimsel anlamda "olgular", duyularimizla ve araclarimizla algiladigimiz, tespit ettigimiz somut, maddi gerceklerdir. Agacin buyumesi bir olgudur, Gunes'in dogup-batmasi! bir olgudur, DNA da bir olgudur. Cunku gozumuzu acip baktigimizda agaclari ve Gunes'i goruruz, DNA'yi ise gelismis mikroskoplarla gorebiliriz. Olgular somut olarak ortada olduklari icin bir tartisma konusu da olmazlar; ornegin hic kimse DNA'nin var olup olmadigini tartismamaktadir. Evrim ise bir "olgu" degildir ve -Evrensel yazarlari gibi kavram kargasasina dusmus kisiler bir kenara birakilirsa-kimse de boyle bir iddiada bulunmamaktadir. Cunku "evrim" adi verilen surecin (yani cansiz maddeden once tesadufen canli bir hucre meydana getirecek, sonra da yine tesadufler sonucunda bu tek hucreden milyonlanlarca kompleks canli turu turetecek bir surecin) yasandigina dair hicbir gozlem yoktur. Dunyada hic kimse cansiz maddenin bir bakteri meydana getirdigini veya buna dair bir egilim gosterdigini gormemistir. Ayni sekilde, dunyada hic kimse, bir maymunun "evrim" gecirip "insanlasmaya" basladigini da gormemistir. Evrim teorisinin tum diger senaryolari bu sekilde "gozlem disi"d! ir. Dolayisiyla, evrime "olgu" demek, ya bilim kavramlari hakkindaki bir bilgisizlikten ya da ucuz bir propagandadan ibaret olabilir. Nitekim "evrim" kavrami bilim literaturunde "teori" olarak tanimlanir. Cunku evrim, mevcut olgularin nasil ortaya ciktiklarina dair ileri surulen bir aciklamadir. Bir teorinin bilimsel degerini olcmek icin "kanit"lara bakilir. Evrim teorisi ile ilgili kanitlara baktigimizda ise, kanitlarin hepsinin gercekte bu teorinin aleyhinde oldugunu goruruz. Fosil kayitlari, doga tarihinde bir evrim yasanmadigini, aksine farkli canli gruplarinin birbirlerinden bagimsiz olarak ve aniden ortaya ciktiklarini gostermektedir. Biyokimyasal arastirmalar, canlilarin ileri surulen "evrim mekanizmalari" ile aciklanamayacak kompleks tasarimlara sahip oldugunu ortaya koymaktadir. "Evrim mekanizmasi" olarak ileri surulen mutasyonlarin herhangi bir canlinin genetik bilgisini gelistirdigine (yani "evrim" sagladigina) dair hicbir ornek yoktur. Diger sozde "e! vrim mekanizmasi" olan dogal seleksiyonun hicbir evrimlestirici (yeni canli turleri olusturan) etkisi gozlemlenmemistir. Dolayisiyla evrim teorisi, bilimsel kanitlardan tamamen yoksun bir teoridir. Bu nedenle kimileri evrimi "kanitlardan yoksun hipotez (varsayim)" olarak tarif eder. Bir baska ifadeyle, evrim, gerceklestigine dair hicbir kaniti bulunmayan, ama bir kisim insanlarin felsefi nedenlerle inanmaya devam ettikleri bir varsayimdir. Bu varsayima o kadar siddetli inanmaktadirlar ki, bunu bir "dogma" haline getirmislerdir. Evrensel yazarlari ise bu dogmaya o kadar bagimlidirlar ki, DNA'nin varliginin evrime bir kanit olusturdugunu sanmaktadirlar. Evrensel Yazarlarinin Basit "Totoloji"si Aslinda Evrensel yazarlarinin burada ele aldigimiz mantik bozuklugu, mantikta "totoloji" (tautology) olarak bilinen cok klasik bir aldatmaca yontemidir. Temelinde ise bir iddiayi alip, evirip-cevirip, sonra tekrar ayni iddiaya delil gostermek yatar. Veys! el Atayman'in mantik orgusunu actigimizda bu gercek acikca gorulmektedir: Varsayim: DNA, evrimin bir urunudur. Olgu: DNA vardir. Sonuc: DNA var olduguna gore, evrim de bir gercektir. Dikkat edilirse, buradaki varsayim ve sonuc, aslinda ayni mantigin ters olarak yeniden ifade edilmesidir. Yani aslinda bu sozleri soyleyen kisi, ayni varsayimi tekrar edip durmaktan baska bir sey yapmamaktadir. Bu "totoloji" yontemiyle, her turlu sacma fikir ve hurafe sanki mantikli bir dayanagi varmiscasina savunulabilir. Ornegin, dunya uzerindeki atlarin aslinda Jupiter gezegeninden geldigi gibi bir safsataya inanan birisi, soyle bir "mantik orgusu" kurabilir: Varsayim: Atlar, dunyaya Jupiter gezegeninden gelmistir. Olgu: Atlar vardir. Sonuc: Atlar var olduguna gore, atlarin Jupiter'den geldikleri teorisi de bir gercektir. Iste bu mantik orgusu ne kadar curuk ise, Evrensel yazarlarinin evrim teorisini savunurken kullandiklari mantik orgusu de o kadar curu! ktur. Isin ilginc yani, boylesine bir safsatanin, Turkiye'de evrim teorisi lehinde konusan "en onde gelen" isimlerden biri olmasidir. Oyle ki Evrensel yazari Atayman, evrim teorisi lehinde televizyon tartismalarina cikan iki evrimci profesoru de begenmemekte, "tartisacaksaniz, gercek, hakiki bilimcileri cagirin" demektedir. Eger evrim teorisini savunmak adina ortaya cikacak "gercek, hakiki bilimciler", Atayman gibi totolojilerle dusunen kisiler ise, evrim teorisinin artik hicbir tutunacak dali kalmamis demektir. Evrimcilerin Terk Etmek Istemedikleri Hurafe: Haeckel'in Sahte Embriyolari Evrensel dergisinin evrim uzmani Veysel Atayman'in yazisinda evrim teorisi lehinde en ufak bir delilden bahis dahi yoktur. Yazida "bilimsel" bir goruntu tasiyan tek unsur, 4. sayfanin dortte birinden fazla yer tutan "embriyolar semasi"dir. Ne semanin icinde ne de altinda herhangi bir aciklayici yazi yoktur, ancak bunun klasik bir "Haeckel semasi" oldugu aciktir. Semad! a balik, kaplumbaga, tavuk, tavsan, inek ve insan embriyolarina ait cizimler yerlestirilmis ve bunlar "evrim" imaji verilecek sekilde benzer gosterilmistir. Oysa bu embriyo cizimleri 100 yildir bilim dunyasini aldatan birer hurafedir ve bu gercek artik evrimciler tarafindan da kabul edilmektedir. Cizimler, Darwinist Alman biyolog Ernst Haeckel tarafindan yapilmistir. Haeckel'in teorisine gore, her canli anne karnindaki gelisimi sirasinda, atalarinin yasadigi sozde "evrim sureci"ni yeniden yasamaktadir. Ancak Haeckel'in embriyo cizimlerinde sahte ilaveler veya cikarmalar yaptigi, olusturdugu semanin bilim sahtekarligindan baska bir sey olmadigi daha sonradan anlasilmistir. Bu gercek, bilim dunyasinin en saygin sureli yayini sayilan Science dergisinin 5 Eylul 1997 tarihli sayisinda, "Haeckel'in Embriyolari: Sahtekarlik Yeniden Kesfedildi" baslikli makalede ayrintilariyla anlatilmistir. Science'in belirttigi gibi, gercekte insan, balik, tavuk, surungen gibi canlilarin ! embriyolari birbirine hic benzememektedir. Ayni gercek New York Times gazetesinin 8 Nisan 2001 tarihli sayisinda, ana sayfadan girilen "Biyoloji Ders Kitaplarindaki Resimler Gercek Degil, Kurgu" baslikli haberinde de belirtilmistir. Kisacasi Atayman'in yazisindaki tek "bilimsel" gorunumlu unsur, 100 yil once ortaya atilmis bir bilim sahtekarligindan baska bir sey degildir. Atayman'in Genetik Muhendisligi Hakkindaki Yanilgisi Bunun disinda Veysel Atayman'in yazisinda, kompleks aciklamalar gibi gozuken, oysa aslinda hicbir anlam tasimayan demagojilerden baska bir sey yoktur. Ornegin Atayman, genetik muhendisligini evrim teorisi lehinde bir delil zannetmekte ve genler uzerindeki bilincli insan mudahalelerini yaratilisa aykiri bir gelisme olarak algilamaktadir. Oysa gen muhendisligi, canlilarin genetik yapisinin ancak bilincli duzenlemelerle gelisebilecegini ortaya koyan bir gostergedir ve canliligin bir rastlanti urunu oldugunu ileri suren evrim te! orisiyle taban tabana zittir. Eger evrimci bir "gen muhendisligi" olsaydi, bilim adamlari canlilari rastgele mutasyonlara ugratarak gelistirmeye calisirlardi. Oysa bilim adamlari bunun imkansiz oldugunu, canliligin ancak "bilincli tasarim"la gelisebilecegini bilmektedirler. Bu ise, genlerin kokeninde rastlantilarin degil "bilincli tasarimin" bulundugunu gosterir ve yaratilisi dogrular. Atayman'in yazisinin kalan kisminda ise, "evrim aleyhtari kampanya" hakkindaki hayali komplo teorilerinden, yazar Ahmet Altan'in son romanina getirdigi elestirilerden ve televizyonlardaki evrim tartismalarina katilan bilim adamlarina yonelik alayci elestirilerden baska bir sey yoktur. Hayvanlardaki Bilinc Hakkindaki Yanilgilar Evrensel gazetesi Pazar ekinde yer alan diger bir evrimci yazi, "Hayvan Akli" baslikli ve Steven Best imzali makaledir. Bu makalede de evrim teorisi lehinde somut bir delil yoktur. Yazar, hayvanlardaki cesitli bilinc orneklerinden bahsetmektedir. A! ma kendi aktardigi bir uzmanin yorumuna (E. A. Wasserman) gore, "hayvanlarda bilinc olduguna dair hicbir iddia, dogrulama ve deneye uygun degildir". Dolayisiyla, yazinin icindeki "hayvan bilinci" iddialari, birer spekulasyondan oteye gitmemektedir. Kaldi ki, havyanlarin bilincli olup olmamasinin evrim teorisi icin bir faydasi da yoktur. Hayvanlar bilincli olsalar da, bu bilincin kokenini evrim mekanizmalari ile aciklamak yine imkansizdir. Nitekim bunu evrimciler de kabul etmektedirler. Ornegin Veysel Atayman'in Turkce'ye cevirdigi Dinozorlarin Sessiz Gecesi adli kitapta, evrimci yazar Hoimar von Ditfurth, imparator tirtilinin gosterdigi akilci davranislar karsisinda koseye sikismakta, bunun evrim teorisi ile aciklanmasinin zorlugunu kabul etmekte, bunun yaratilisla aciklanabilecegini, ama kendisinin ve diger evrimciler acisindan bunu kabul etmenin "intihar" anlamina gelecegini itiraf etmektedir. (Hoimar Von Ditfurth, Dinozorlarin Sessiz Gecesi 1 , Alan Yayincilik, Kasim ! 1996, Istanbul, Cev: Veysel Atayman, s. 12-19) Ayni yazida evrim teorisine delil gosterme niyetiyle one surulen tek kayda deger iddia ise, insan ile sempanzenin DNA'sinin %98 oraninda benzer oldugu seklindeki klisedir. Oysa gercekte boyle bir benzerlik tespit edilmis degildir. Maymun DNA'sinin haritasi cikarilmamis oldugu icin, herhangi bir benzerlik cikarmak zaten mumkun degildir. Bir efsane seklinde dolasan %98 (kimi zaman da %99) orani, maymunlarla insan arasindaki sinirli sayidaki proteinlerin karsilastirilmasina dayanmaktadir. Oysa bu cok yaniltici bir bilgidir, cunku baska proteinler uzerinde yapilan karsilastirmalar, insani tavuk, timsah veya domuza bile yakin gosterebilmektedir. Gercekte, molekuler biyoloji evrim semalarini desteklememekte, curutmektedir. Evrensel gazetesi Pazar ekinde yer alan son evrimci yazi ise, 15. sayfadaki "Insanin Atalari" baslikli kisa yazidir. Bu yazida, insanin kokeni hakkindaki klasik evrimci senaryonun ozetlenmesinden baska hicb! ir bilgi yoktur. Oysa kanitlanmis bir "olgu" gibi anlatilan senaryo, diger yazilarimizda ortaya koydugumuz gibi, delillerden yoksun bir varsayimdan ibarettir. Hayal urunudur. Unlu Nature dergisinin bir numarali bilim yazari Henry Gee'nin itiraf ettigi gibi, "ata-torun iliskilerine dayali insan evrimi semasi, tamamen gerceklerin sonrasinda yaratilmis bir insan icadidir ve insanlarin onyargilarina gore sekillenmistir." (Henry Gee, In Search of Deep Time, New York, The Free Press, 1999, s. 116-117) Sonuc Sonucta, Evrensel gazetesi Pazar ekinde yer alan evrimci yazilarin, her zamanki gibi; onyargili ve dogmatik yorumlardan, Marksist ideolojinin dogurdugu komplo teorilerinden, son derece "kendinden emin" bir uslupla yazilan ama biraz dikkatle bakildiginda celiskileri hemen anlasilan safsatalardan ibaret oldugu ortaya cikmaktadir. Evrimciler eger teorilerini kurtarmak icin bir seyler yapmak istiyorlarsa, bunu "evrim olgudur, tartisilmaz" gibi basit itirazlar! la yapamazlar. Bilimsel kanitlara dayanarak, canliligin kendi teorilerine gore yeryuzunde nasil ortaya ciktigini aciklamalidirlar. Ilkel dunyada ilk canli hucre nasil ortaya cikmistir? DNA ve onun uzerindeki bilgiyi okuyan enzimler nasil meydana gelmistir? Neden fosil kayitlarinda ara formlardan hic eser yoktur? Bilinen yaklasik 100 hayvan filumunun (en temel hayvan gruplarinin) tamamina yakini nasil olup da ayni jeolojik devirde (Kambriyen devir) ortaya cikmistir? Dunyada hic "genetik bilgi artisi saglayan mutasyon" gozlemlenmis midir? Canlilardaki indirgenemez kompleks yapilar evrime gore nasil aciklanabilir?.... Evrimciler eger gercekten bir seyler yapmak istiyorlarsa, bunun gibi sorulara cevap vermelidirler. Yoksa, Galile'ye karsi "dunyanin donmedigi bir olgudur, tartisilmaz" diyen skolastik rahipler gibi, gerceklere gozlerini kapayarak kendi kendilerini kucuk dusuren dogmatik insanlar olarak tarihe gececeklerdir. Sitemizi ziyaret etmek icin lutfen tik! layiniz... Bundan sonra Evrimcilerecevaplar2.4mg.com'dan e-mail'i almak istemiyorsaniz lutfen tiklayiniz...
Received on Wednesday, 4 July 2001 18:45:23 UTC